Sırdaşım olur musun? Yüreğimi açacak kadar güvenebilir
miyim? Bunu sana sormam ne saçma…
O ayrıldığımız ilk an… Beni bir başıma bıraktığın… İnsanın
kalbi esnek bir kafesteymiş, anladım.
Öyle bir sıkışırmış ki, nefes bile alınamayabilirmiş acıdan.
Korktuğum yalnızlık mıydı, sensizlik mi… ? Hayatımda
kapladığın yer kadarsa değerin, üzgünüm... Bıraktığın boşluk kolay dolacak
kadar küçük.
Bazen düşünüyorum da, o an dayanmaktan vazgeçseydim,
kimsesiz hissetmenin acısına ve koşsaydım arkandan. Karşında ağlayabilseydim.
Bırakma beni, dönelim evimize deseydim. Ve
sen‘’ olur’’ deseydin… Ben büyüyemezdim, bu net. Peki sen… ? Biraz çocuk
olabilir miydin?
Sarı, turuncu yapraklar, cıvıl cıvıl gençlik ve hüzünler,
aşklar; Kızılay, Sakarya Caddesi, Bahçeli 7.cadde, Yüksel caddesi, Olgunlar ve
Beytepe… Benden yeni ben çıkaran yıllarımın sevgili tanıkları… El bebek gül
bebek olmasa da, sevgiyle büyüttüler beni. Kırıldım, yaralandım, hayat bu…
Öğrendim.
O gün, arkandan el sallarken, koca dünyada bir başıma
kaldığımı düşünüp ağlarken, hayat bana ne değerli bir öğretmen armağan etmiş
meğer.
Gördüğün, hissettiğin, sandığın ne varsa… Yanılsama…
Sırrım bende saklı. Sırdaşım olamaz gölge oyunundaki perde.
0 Yorumlar
Yorumlarınız benim için çok değerli.Teşekkürler...