İSTANBUL GÜNCESİ: METROBÜS ÇİLESİ

İstanbul'da metrobüs çilesi
İstanbul'da metrobüs çilesi

İstanbul’da yaşayanlar bilir metrobüs çilesini. Ya da büyük çoğunluğu diyelim…
Her sabah işe gitmek için kullanıyorum ben. İlk duraktan bindiğim için genelde oturabiliyorum. Ayakta gitmek zorunda olan büyük çoğunluğa göre şanslı olsam da, metrobüs yolculukları tam bir çile…
Olmazsa olmaz kural, kavga olacak. Kavgasız bir sabahımı hatırlamıyorum desem abartmış olmam. Durakta değilse, metrobüste illa ki…
Yaklaşık birer dakika arayla gelen ve 4 kapısı tamda 4 sıranın, daha doğrusu insan zincirinin önüne denk gelecek şekilde duran metrobüse, kaşla göz arasında dalmak zorundasınızdır. İlk dalanlar cam kenarlarını kapar. Birçok kavganın nedenidir de bu aynı zamanda. Siz, o uzun kuyrukta sabırsızca beklerken ve gözünüz saatte işe geç kalacağınızı düşünerek stres yaşarken, cam kenarını kaçıran sıranın önündekiler, boş yer olsa da binmeyip arkadakileri çıldırtırlar. Sıra beklemeyen ve bu anı kollayan kişiler binip oturuverdiklerinde, enayi yerine konmuş olmak duygusu öyle ağır basar ki kuyruktakilerde, kavga kaçınılmaz olur.
Bindikten sonrası var bir de… Oturanlar için sorun yok. Ama ayaktaysanız, bir yığın itiş-kakış ve sözlü tacize ya da diğer türüne maruz kalmanız büyük olasılık. İnsanlarla burun buruna gitmek, her durakta, kapıdan zorla binmeye çalışanlarla daha da sıkışmak, tutunacak yer bulamamak… ‘’İlerleyin, boş yer var ortalarda’’ diye bağıran ve aynı öfkeyle karşılık bulan cümleler yolculuk boyunca bitmez.
Ara duraklarda bekleyenler açısından da bakmak gerek tabi bu savaşa. Tıkış tıkış metrobüse binememek tam bir sinir harbi. Bir de her ne pahasına olursa olsun binmeye çalışanlar var. Bu durumda kapı kapanmayabilir ve bu cengaver, içerdekiler tarafından linç edilmeye hazır bir avdır artık.
Zor bela ineceğiniz durağa geldiniz diyelim… O kalabalığı yarıp, kapıya ulaşabilmek hiç de kolay olmaz. Cam kenarında, bir ikili koltukta, kapıya yakın oturuyorsanız bile inmek çok zor olabilir.
Trafiğe takılmamak için tercih edilen metrobüslerin, bazı günler duraklara yanaşabilmek için kendi trafiklerinde boğuşmaları da işin trajikomik yanı.
İstanbul’da yaşamak kolay değil. Burada zaman başka akıyor. Hızlı, hırslı ve öfkeli…


Yorum Gönder

0 Yorumlar